Covid-19 İçin Bir Kaç Çıkarım Yapalım

Covid ile ilgili sosyal medyada çıkan kavgalara, Türkiye’deki arkadaşlarımın aşı kovalamasına ve “aşı olmadığın için hapis hayatı yaşıyoruz” diyenlere istanden bu yazıyı yazıyorum. Ortamlarda birçok defa dile getirmiş olmama rağmen, artık kısa kesmek için bir yazı ile karşılık vermenin daha kolay olacağını düşünüyorum.

Aşı olursunuz, olmazsınız bu beni ilgilendirmez ancak, bilim yolunda ilerleyen bir kişi olarak, kendi çıkarımlarımı buraya yazarak insanları bilgilendirmenin, beni ben yapan insani görevlerimden bir olduğuna inanıyorum.

Sorun nedir?

Kısaca soruna değinmekte fayda var;

Birçok insan aşı olduklarında, maskeye ihtiyaç duymayacaklarını, aşının onları Covid pozitif yapmayacağını, ve hatta aşı olanların Covid sebebi ile ölmeyeceklerine inanıyor.

Peki bu doğru mu? Hayır değil.

Veri

Öncelikle, elimizde aşının koruma sağlayıp, sağlamadığına dair yeterli veri yok! Bu sebeple elde olan verilerle bir çıkarım yapmaya çalışacağım. Veriler https://ourworldindata.org/covid-cases adresinden alınmıştır. Dileyen ziyaret edip, bu yazıda yer alan ülkeler veya başka ülkeler hakkında çıkarım veya inceleme yapabilir.

 

Milyondaki Günlük Yeni COVID-19’dan Ölüm Sayısı

(Daily new confirmed COVID-19 deaths per million people)

Yukarıda, İsveç, Güney Afrika, İsrail ve Zimbabwe ülkelerinde, bugüne kadar oluşan günlük yeni ölüm vaka sayısı grafiği var. Zaman bakımından grafiğe baştan bakıldığında, İsveç’in ölüm oranının diğer tüm ülkelerden daha fazla olduğu, hatta Nisan ayında pik yaptığı ve sonrasında tekrar düşüşe geçtiği görülüyor. İsveç’teki ölüm oranının yüksek olması, belki sürü bağışıklığı için kısıtlama getirilmemesi ve/veya insanların bağışıklık sistemine etki eden hava şartlarına bağlanabilir.

Grafikteki tüm ülkeler için, Kasım Ayı ortasından itibaren hemen hemen aynı oranda yükselişler ve düşüşler olduğu gözlemleniyor. Bir nevi Kasım’dan sonra grafikteki ülkelerin ölüm sayısı örtüşüyor diyebiliriz.

En Az 1 Doz Covid-19 Aşısı Olan Kişi Sayısının Popülasyona Oranı

(Share of people who received at least one dose of COVID-19 vaccine)

 

Yukarıdaki grafikte de, aşı olan kişilerin bu ülkeler bazındaki yüzdesini görüyorsunuz. Israil’in %60, İsveç’in %20, diğer 2 ülkenin ise %2 civarlarında olduğu görülüyor. Grafik zaman aralığı, aşıların piyasaya çıkış tarihinden itibarendir.

Milyondaki Toplam Covid-19 Vaka Sayısı

(Cumulative confirmed COVID-19 cases per million people)

Yukarıdaki grafikte de, milyondaki toplam vaka sayısı görünüyor. Yani yaklaşık olarak, İsrail’in ve İsveç’in milyonda yaklaşık 100.000, Güney Afrika’nın, milyonda 25.000 Zimbabwe’nin de yaklaşık milyonda 2.500 olduğu görülüyor. Zaman aralığı yine, Covid başlangıcından bu yana geçen zaman.

Çıkarımlar

Verileri incelediğimizde, bizim için aşı oranı yüksek veya düşük olan ülkeler hakkında bazı çıkarımlar yapmamızı sağlayacak veriler olduğunu görüyoruz.

  1. Öncelikle verilerin üzerinden geçmekte yarar var:
    1. Kasım 16’dan bu yana, 4 ülkenin de “Milyondaki Günlük Yeni COVID-19’dan Ölüm Sayısı” oransal olarak neredeyse birbiri ile aynı.
    2. İsrail’in %60 aşılandığını, İsveç’in %20 ve diğer 2 ülkenin %2 civarında aşılandığını görüyoruz.
    3. Toplam ve oransal olarak, İsrail’in  en çok, sonrasında İsveç’in, ve en az Zimbabwe’nin vaka sayısına sahip olduğunu görüyoruz.
  2. Şimdi, tüm bu kavgaların, sosyal medyadaki tartışmaların ve Türkiye’deki baskıların sebebinin konumuzla ilgisine gelirsek,
    1. İsrail nufusunun %60’ı aşı olmasına karşın, Zimbabwe’deki ölüm oranıyla aynı olması şaşırtıcı. Zimbabwe %2 aşılanma oranına sahipken, nasıl olur da ölüm oranı aynı pik ve aynı düşüş ile seyreder.
    2. Aynı şekilde, İsveç’in %20 aşılanma oranının, ölümlere bir etkisinin olmadığı, grafiğin seyrinin, aşılanmaya başlanmasından sonra aynı şekilde devam ettiği gözlemlenmektedir.
    3. Bununla birlikte, %2 aşılama oranına sahip Güney Afrika’nın, ölüm oranı grafiği incelendiğinde, İsrail’den bile fazla konumda iken, sonrasında İsrail ile aynı yere gelmesi gözlemlenebiliyor.
    4. Milyondaki toplam vaka sayısı grafiği incelendiğinde, İsveç’in aşılama başlatmasından bu yana, herhangi bir değişim olmadığı ve hatta Kasım 16’dan sonra pik yaptığı gözlemlenebilmektedir.
    5. Güney Afrika ve Zimbabwe’nin aşılamanın çok yavaş ilerlemesine rağmen, aşılama başladıktan sonra yatay seyre geçmesi de gözlemlenebilir.
  3. Yukarıdaki maddelerden anlaşılacağı üzere, aşılama başlatan veya aşılamanın çok sınırlı olduğu ülkeler arasındaki farklar incelendiğinde, aşılamanın
    1. Yayılıma
    2. Ölüme

bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır.

Yani aşı olmak, sizi veya çevrenizdekileri Covid olmaktan korumuyor. Hatta yan etkileri sayesinde, sizi öldürebilme ihtimali bile var.

Gelelim düşüncelerime:

Aşı olmanın sağlıklı olup olmadığına dair, henüz elimizde kanıtlanmış bir veri kümesi yokken, ve aşı üreticileri bile, aşının tam koruma sağlamadığını, aşının belli mutasyonlar üzerinde etkisinin olduğunu, ve hatta yan etkilerinin olduğunu söylerken, aşı olmanın bir gereklilik olduğunu düşünmüyorum.

Aşı karşıtı değilim, zamanında etkisi kanıtlanmış, daha önce test edilmiş sağlıklı aşıları olmuşluğum var. Ayrıca, aşı olmadan yaşama oranınızın %99.98 olduğu da araştırılmışken, bu yüksek oranla, kendi kendime başımın çaresine bakabilirim düşüncesindeyim. Hazır, Hindistan varyantı çıkmış, ve aşının Covid Mutasyonlarına koruyuculuğu daha da düşmüşken, aşı olmanın en sonra risk kategorisinde olduğunu görüyorum.

Aşı olan olur, saygım sonsuz, isteyen istediğini yapar. Ama olmayanlara, yukarıda bahsettiklerimden ötürü, hastalığı yayıyor muamelesi yapmanız yanlış, görüldüğü gibi hastalık aşı olmayanlardan yayılmıyor.

Covid aşısı olmadan, yaşama oranının %99.98 olduğu, aşı olanların bile pozitif olabildiği, hatta ölebildiği bir durumda, neden kendimi riske atayım? Siz kendinizi, ailenizi veya sevdiklerinizi riske atar mıydınız?

Sanver: