Yerde karınca gören bi kaç kişi Karıncaya sormuş, “nereye gidiyosun karınca” diye, Karınca cevap vermiş, “sevgilime gidiyorum” demiş. Gülüşmüşler, çok komik gelmiş bu cevap onlara ve hemen ardından “Senin ayakların ufacık, bu ayaklarla oraya gidemezsin, yol çok uzun, ölürsün” demişler, Karınca da “Olsun ne önemi var” demiş, “yanına gidemesem de yolunda ölürüm!”
Gerçek bir hayat hikayesidir :
Dünyanın sayılı zenginleri arasında gelen bir adam gazetedeki ropörtajında hayat hikayesini anlatır:
Yaklaşık 20 yaşlarındaydım, İkinci dünya savaşı sonrasında herkes açtı, ülke çok fakirdi. Eşim evde oturup benim eve yemekle gelmem için dua ediyordu. Cebimde toplam 5 Centim kalmıştı, bununla eşime bir süpriz yapmak istedim ve bir elma aldım, onu eve gidene kadar sildim, parlattım, kazağımla onu sanki cilalamıştım, evin yakınlarında bir adam benden o elmayı satın almak istedi. Bana 10 cent verdi, gözlerime inanamamıştım! Hemen pazara koştum. Bu sefer 2 tane elma aldım, akşama kadar onları ayna gibi yaptım, defalarca sildim. Sabahı zor bekledim. Sabah o elmaları toplam 20 Cente sattım, ve gidip 4 elma aldım, haftanın sonunda cebimde 1 Dolar 75 Cent vardı! Ertesi hafta eşimin ölen amcasından 5 milyon dolar miras kaldı ve bu günlere böyle geldik.
Burdan çıkarılacak 2 sonuç var:
1 – Kimin ne olacağı hiç belli olmaz.
2 – Karıncaya soru sormayın, g.t olursunuz!